14 Temmuz 2009 Salı

susmalarımız



güneşin denizi öptüğü
ay ışığının teni yaladığı
nefesin sise karıştığı
söğütün toprağa değdiği
terin buharlaştığı
dağın göğü deldiği
rüzgârın saçlarını savurduğu
yaprakların kızıla döndüğü
ateşböceklerinin dans ettiği
kelebeğin gülü kokladığı
akşamın sabaha karıştığı
fırtınanın uslanmadığı
yanardağın lav püskürtüğü
yağmurun ahmak ıslattığı
üzümün şaraba döndüğü
papatyanın fala kurban gittiği
yerdir!

sevgiliyle susmalarımız…

3 Temmuz 2009 Cuma

bulut adam



bulut içinde bulutum bu gece
ayaklarım kesik yerden
içim içimde değil
sokaklar bahar kokuyor
kapatıyorum yüzümü, fularımla
acıtıyor içimi ıhlamur kokusu
gözlerimden akan sararmış yapraklar
yakıyor tenimi inceden, inceden
biliyorum, yudumladım acıyı
beyaz bulut içinde, siyah yağmura yüklüyüm
sel olup akacağım sokaklara
önüme katıp sürükleyeceğim
aklımı alan bahar kokularını
iki yakanın arasında, karanlık denize

çingeneyim, serseriyim sonunda
sakının benden her şeyi bilenler
küba baladlarına yenik, hasarlıyım!..

20 haziran Cumartesi 10.30, Çengelköy